TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYAYASI MADDE "10- Herkes, dil,
ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek
fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet,
bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle:
12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı
olarak yorumlanamaz.
(Ek
fıkra: 12/9/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler
eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
Sevgili arkadaşlar, sözlü sınavlarda hakkaniyete uygun davranılmadığını ya da size haksızlık yapıldığını düşünüyorsanız idare mahkemesinde dava açabileceğiniz gibi BİMER'e de başvurabilirsiniz.
http://www.oib.gov.tr/baskanlik/bimer.htm
Sözlü sınavların objektif olarak değerlendirlebilmesi ise bu sınavların şeffaf ve denetlenebilir bir biçimde yapılmasıyla mümkün olur. Ancak, sözlü sınavların genel koşullarını belirleyen bir yönetmelik dahi bulunmamaktadır.
Sözlü sınavlarla ilgili Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu'nun kararına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
T.C.
D A N I
Ş T A Y
İDARİ
DAVA DAİRELERİ
KURULU
YD.
İtiraz No: 2008/774
İtiraz Eden (Davacı) :
İtiraz Eden (Davalı)
:
İçişleri Bakanlığı - ANKARA
İstemin Özeti :
Danıştay Onikinci Dairesince verilen ve yürütmenin durdurulması isteminin
kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin bulunan 3.7.2008 günlü E:2008/1780
sayılı karara, davacı ve davalı idare itiraz etmektedirler.
Danıştay Tetkik Hakimi ... Düşüncesi
: Davacı itirazının Yönetmeliğin 10. maddesinin V. fıkrasında yer alan
"dört katı kadar aday" ibaresi yönünden kabulü, davacının Yönetmeliğin diğer
kısımlarına ilişkin itirazı ile davalı idarenin Daire kararının yürütmenin
durdurulması isteminin kabulü yolundaki kısmına ilişkin itirazının reddi
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...
Düşüncesi : İtiraz dilekçesinde ileri
sürülen nedenler, Danıştay Onikinci Dairesince verilen yürütmenin durdurulması
isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte
görülmediğinden, itirazın reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK
MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca
gereği görüşüldü:
Davacının kaymakam adaylığı sözlü sınavında başarısız
sayılmasına dair işlem ile Kaymakam Adayları Yönetmeliğinin 7. maddesinin VI.
fıkrasında yer alan "Bakanlıkta yapılacak olan sözlü sınavın yeri, başlama gün
ve saati, yazılı sınavı kazanan adaylara duyurulur." ifadesinin, 10. maddesinin
V. fıkrasında yer alan "Değerlendirme sonucunda; 70 puanın altına düşülmemek
kaydıyla en yüksek nottan başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen kadronun
dört katı kadar aday yazılı sınavı kazanmış sayılır." cümlesindeki "dört katı
kadar aday" ifadesinin, 10. maddesinin XI. fıkrasında yer alan "Sözlü sınav
değerlendirilmesinde bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirlenen ölçütlerden
bilgi ölçütü için 100 üzerinden 40 puan, diğer ölçütlerde ise her bir kriter
eşit olarak değerlendirilip 100 üzerinden toplam 60 puan esas alınarak yapılır."
cümlesindeki "diğer ölçütlerde ise her bir kriter eşit olarak değerlendirilip
100 üzerinden toplam 60 puan esas alınarak yapılır" ifadesinin ve 10.
maddesinin XIV. fıkrasında yer alan "Kesin başarı listesi, sınava katılanların
yazılı ve sözlü başarı listesinde bulunan puanlarının aritmetik ortalaması
tespit edilerek Personel Genel Müdürlüğünce hazırlanır." cümlesindeki "aritmetik
ortalaması" ifadesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açtığı
davada; Danıştay Onikinci Dairesince verilen ve davacının sözlü sınavda
başarısız sayılmasına ilişkin işlemin yürütülmesinin durdurulmasına;
Yönetmelikle ilgili kısımlar yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine
ilişkin bulunan 3.7.2008 günlü, E:2008/1780 sayılı karara, taraflar itiraz
etmektedirler.
Dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin VI. fıkrasında
, 10. maddesinin XI. fıkrasında ve 10. maddesinin XIV. fıkrasında yer alan
ifadeler yönünden 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde aranılan koşulların
bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin 10. maddesinin V. fıkrasında yer alan
"Değerlendirme sonucunda; 70 puan altına düşürülmemek kaydıyla en yüksek nottan
başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı kadar aday yazılı
sınavı kazanmış sayılır." cümlesindeki "dört katı aday" ifadesinin
yürütülmesinin durdurulması istemine gelince;
Daire kararında da belirtildiği üzere, kariyer
meslekler, yarışma sınavı ile mesleğe yardımcı olarak girilen ve belli bir
yetişme dönemi sonunda yapılan mesleki yeterlilik sınavında elde edilen başarı
ile mesleğe atanılan görevlerdir. Mesleğe girişte yapılacak yarışma sınavına
katılan adaylara salt yazılı sınav yapılabileceği gibi, adayların mesleki
bilgisi ile beraber mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip
olup olmadığının belirlenmesi açısından yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte
sözlü sınav da yapılması mümkündür.
Sözlü sınavın, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte,
bilgi ve liyakatı ölçmek, adayın kaymakamlık mesleğine uygun yeteneğe, kültüre,
çağdaş yaşam anlayışına sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılacağı
açıktır. Bu çerçevede, sözlü sınavın temel amacı, yazılı sınav yapılmak
suretiyle nesnel bir biçimde belirlenen en başarılı aday adayından başlayarak
mesleğe en uygun kaymakam adaylarının belirlenmesidir. Bu nedenle, aday
adaylarının yarıştırıldığı bir sınavda sözlü sınava çağrılacak aday sayısı
saptanırken yazılı sınavın nesnel sonuçlarının ortadan kaldırılmaması, mesleğe
olabildiğince yazılı sınavda en başarılı olanların alınmasının sağlanması
gerekmektedir. Böylece, idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında öznel
nedenlerin etkili olması önlenebilir, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun
bir belirleme gerçekleştirilebilir. Örneğin, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar
Kanunu'nun 9/A maddesinde, "Yazılı sınavda yüz tam puan üzerinden en az yetmiş
puan almak kaydıyla en yüksek puan alandan başlamak üzere, sınav ilanında
belirlenen kadro sayısının bir katı fazlası mülakata çağrılır." hükmü yer
almaktadır. Bu kuralda, mülakata çağrılacak aday sayısı yazılı sınavda en yüksek
puan alanların lehine olacak biçimde daraltılmış, böylece yazılı sınavın nihai
başarıdaki payı artırılmıştır. Belirtilen nitelikteki bir düzenlemenin yazılı
sınavın nesnel sonucunun ortadan kaldırılmasını önleyici nitelikte olacağı
açıktır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin
V. fıkrasında yer alan sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı kadar
adayın sözlü sınava çağrılması yolundaki düzenleme, yazılı sınavın nesnel
sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında
öznel nedenlerin etkili olmasına yol açacak nitelikte olup, bunun ise kamu
yararı ve hizmet gerekleriyle bağdaşmayacağı sonucuna varılmaktadır.
Davalı idarenin, Daire kararının, davacının sözlü
sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin yürütülmesinin durdurulmasına
ilişkin kısmına yönelik itirazına gelince;
Sözlü sınav öncesinde adaylara sorulacak soruların
ve yanıtlarının sınav komisyonunca belirlenmesi, böylece sözlü sınav öncesinde
adaylara yöneltilebilecek soruların ve yanıtlarının hazırlanmış olması
gerekmektedir. Sınav sırasında, adaylara hazırlanmış olan bu sorulardan kur'a
yöntemiyle belirlenenlerin sorulacağı tabiidir.
Danıştay Onikinci Dairesince; tüm unsurları
itibariyle yargısal denetimin yapılabilmesi ve hukuk devleti ilkesinin temini
açısından, sözlü sınav komisyon üyelerinin her biri tarafından değerlendirme
yapılarak tutanağa bağlanmış soruların ve yanıtlarının neler olduğunun, bu
yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya
konulmamış olması ve ayrıca sözlü sınavda verilen yanıtların teknolojik
imkanlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmaması nedenleriyle
davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlem hukuka uygun
bulunmamıştır.
Anılan Daire kararı incelendiğinde, işlemin hukuka
uygun bulunmamasının gerekçelerinden birisini, "sözlü sınavda adayın sorulara
verdiği yanıtların teknolojik imkanlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt
altına alınmamasının" oluşturduğu görülmektedir. Dolayısıyla, sesli ve görüntülü
kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilecek bir sözlü sınavda, adaylara
yöneltilen soruların ve yanıtlarının da kaydedileceği açık olup, bunların ayrıca
sözlü sınav komisyon üyeleri tarafından tutanağa bağlanması gerekli
bulunmamaktadır. Bununla birlikte, sözlü sınavda komisyon üyelerince takdir
edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulması hukuk devleti ilkesinin sağladığı
güvencenin temini açısından zorunlu ve gereklidir.
Sonuç olarak, davacının sözlü sınavda başarısız
sayılmasına ilişkin işlemde, sınav öncesinde soruların ve yanıtlarının
hazırlanmamış olması, sözlü sınavın sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle
gerçekleştirilmemesi, ayrıca komisyon üyelerince takdir edilen notun
gerekçeleriyle ortaya konulmaması nedenleriyle hukuka uyarlık
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, olayda 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 4001 sayılı Kanunla değişik 27 nci maddesinde
öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan
koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı itirazının KABULÜNE ve dava
konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin V. fıkrasında yer alan "dört katı kadar aday"
ifadesinin yürütülmesinin durdurulmasına oyçokluğu ile, davacının Yönetmeliğin
diğer kısımlarına ilişkin itirazının reddine oybirliği ile, davalı idarenin
Daire kararının yürütmenin durdurulması isteminin kabulü yolundaki kısmına
ilişkin itirazının yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine oyçokluğu ile
13.11.2008 gününde karar verildi.
K A R Ş
I O Y
X- İtiraza konu Daire kararında, davacının kaymakam
adaylığı sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, sözlü sınav
komisyonu üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak tutanağa
bağlanmış soruların ve yanıtlarının neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon
üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmamış olması, ayrıca
sözlü sınavda verilen yanıtların teknolojik imkanlardan yararlanılarak sesli ve
görüntülü kayıt altına alınmaması nedenleriyle hukuka aykırı görüldüğü
anlaşılmaktadır.
Olayda, yapılan sözlü sınavda, sınav komisyon
üyelerinin her birinin değerlendirme formunda yer alan yedi ölçüt yönünden
davacıya ayrı ayrı puanlar verdikleri, bilgi ölçütü için 100 üzerinden 40 puan;
diğer altı ölçüt için her biri 10 puan olmak üzere 100 üzerinden 60 puan esas
alınarak değerlendirme yapıldığı ve davacıya 70 puanın altında bir puan
verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun
sözlü sınav ve/veya mülakata ilişkin istikrar bulan kararlarında, adı geçen
sınavların sesli ve görüntülü kaydının sınavın geçerliliği için bir koşul olarak
aranmadığı tartışmasızdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, sözlü sınavın
hukuka aykırı olarak yapıldığına ilişkin bir durum tespit edilemediğinden,
davalı idare itirazının kabulü ile Daire kararının davacının sözlü sınavda
başarısız sayılmasına ilişkin işlemin yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin
kısmının kaldırılması gerektiği oyuyla , karara katılmıyorum.
K A R Ş
I O Y
XX- Dava konusu Yönetmeliğin sözlü sınava ilişkin
kurallarının incelenmesinden, sözlü sınavın adayların bilgilerinin de ölçüldüğü
bir sınav niteğinde olduğu, sınavda bilgi ölçütü için 100 üzerinden 40 puanla
değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen niteliği nedeniyle, sözlü sınavın
mülakattan farklı olduğu, idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında öznel
nedenlerin öne geçmesini azaltacak yönlerinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Diğer yandan, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikteki
sözlü sınavın teknolojik imkanlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt
yapılmak suretiyle gerçekleştirileceği dikkate alındığında, 70 puanın altına
düşülmemek kaydıyla en yüksek nottan başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen
kadronun dört katı kadar adayın sözlü sınava çağrılması ve bunlar arasından
mesleğe en uygun kaymakam adaylarının belirlenmesinde hukuka aykırılık
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, yürütmenin durdurulmasına karar
verilebilmesi için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci
maddesinde öngörülen koşulların bakılan uyuşmazlıkta gerçekleşmediği
anlaşıldığından, kararın, dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin V. fıkrasında
yer alan "dört katı kadar aday" ifadesinin yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin
kısmına karşıyız.